EKİM 2014 KAZAN - Şeymiyev ile. |
Tataristan Devlet Başkanı Mintimir Şeymiyev ile 1992 yılında
Dünya (Bütündünya) Tatar Kongresi zamanında tanışmıştım. Bu tarihten sonra
Kazan’ı her ziyaretimde kendisiyle tesadüfen de olsa görüşmelerimde dostça
selamlaşırdık. Rusya’nın zulmünden kaçıp dünyanın dört bucağına savrulan biz
Tatar muhacirler ve nesilleri için Şeymiyev, bir milli kimlik simgesine
dönüşmüştü.
Kendisinden, belki Tataristan’ın bağımsızlığını değil ama
pek çok şeyler umduk. Şeymiyev’in siyasetteki en büyük başarısı Tataristan’ı egemenlik
referandumuna götürmesi oldu. Bu adımıyla anavatandan uzaktaki Tatarlarda da
büyük ümit doğurmuştu. İkinci önemli başarısı olarak ise Kul Şerif camiini
yaptırması gösterilebilir. Böylece Tatarlara hem geçmiş gururlu tarihlerini
hatırlatacak bir vesile vermiş oldu hem de dini – milli bir sembole
kavuşmalarını sağladı.
Her insan gibi onun da sevapları ve hataları olmuştur. Bana göre
Yeltsin döneminde Latin alfabesine geçilmiş olsa, Kazan’ın konumu hem Moskova
karşısında hem de dünya ölçeğinde yükselmiş olurdu. Bence Tatar diline gerekli önemin verilmemesi
Kazan’ı zayıflatan bir siyasi tercih olmuştur. Kendi parlamentosunda anadilini
kullanmayan bir halkın egemenlik talep etmesi için geçerli savı kalmamıştır.
Genç kuşaktan kimseleri etkili görevlere getirmemek de bence
gelecekte bizim açımızdan yetersizlik doğuracaktır. Bir başka yetersizlik olarak
ise, önde gelenlerin çocuklarının, akraba ve ailelerinin zenginlik içinde yaşam
sürmesine karşılık halkın çoğunluğunun maddi sıkıntılar içinde azap çekmesini görüyorum.
Uzun sözün kısası, Şeymiyev hem Tataristan tarihinde hem de
Tatar halkının hatırasında unutulmaz bir lider olarak kalacaktır.