17 Temmuz 2016 Pazar

PROF. DR. NEVZAT YALÇINTAŞ’I (1933-2016) KAYBETTİK.






Nevzat Yalçıntaş Fransa’da Caen Üniversitesinde Doktorasını yapmış, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim üyeliği görevinde bulunmuş, 1971 yılında profesör olmuştur. 1960-1980 yılları arasında bu üniversitenin kadrosunda bulunuyordu. 1968-1970 yıllarında Devlet Planlama Teşkilâtı Sosyal Planlama Daire Başkanı, 1969-1970 yıllarında vekâleten İktisadî Planlama Daire Başkanı, 1973-1975’te Avrupa Göçmen İşçiler Kurulu Üyeliği, 1975 yılında bir kaç ay TRT Genel Müdürlüğü, 1982-1986’da İslam Kalkınma Bankası Araştırma ve Eğitim Enstitüsü Kurucu Başkanlığı, 1986-1990 yıllarında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanlık Baş Müşaviri ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı görevlerini yerine getirmiştir[1]. 1998 ile 2004 yıllarında Aydınlar Ocağı Genel Başkanlığına da yapmıştı. 
21. dönemde Fazilet Partisinden (1999-2002) ve 22. dönemde kurucusu bulunduğu AK Partiden İstanbul milletvekilliğine seçilmişti (2002-2007).  2009 yılında Türkiye Gazetesi başyazarlığı, daha sonra ise Tercüman gazetesinde yazarlık yapmıştı.
Oğlu Dr. Murat Yalçıntaş İstanbul Ticarete Odası Başkanı ve İstanbul Ticarete Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ilen 2010 yılında yolsuzluk suçlaması ile tutuklanmıştı. Bir süre hapiste yattıktan sonra serbest bırakılmışsa da, oğluna yapılan bu suçlama dolayısıyla baba Nevzat Yalçıntaş’ın o dönemde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ile araları soğumuştu.
Bilhassa son yıllarda kaleme aldığı 4-5 eseri de bulunmaktadır. İlber Ortaylı ve Mümtaz’er Türköne ile birlikte kaleme aldıkları 2014 yılında Yakamoz Yayınları tarafından çıkarılan 192 sayfalık Türkler İslamiyet ve Hilafet (ISBN: 9786053840367) adlı eser dikkati çekmiştir. Bunun dışında bir nevi otobiyografisi olan çok kapsamlı Türkiye'yi Yükselten Yıllar – Hatıralar,  2. bsk (İstanbul: İşaret Yayınları 2012), 968 s. (ISBN: 9789753502504) kendisi hakkında her türlü bilgiyi içermektedir.
Kendisi ile ilk birlikteliğimiz 1991 yılına kadar dayanır. Dolayısıyla çeyrek asırdır tanışırdık. 17-23 Mart 1991 tarihinde, henüz Sovyetler Birliğinin yıkılmadığı dönemde Kırım’da “Uluslararası İsmail Gasprinski Konferansı” vesilesi ile Nevzat Hoca ile birlikte bulunmuştuk. Hoca Bahçesaray’da, o tarihlerde müze olarak kullanılan Kırım Hanlarının Sarayında Sovyet döneminin belki de ilk namazını kıldırmıştı. Ben bu olayın fotoğraflarını İpek Yolu (Ankara. Türk Tarih Kurumu Yayınları 1999) adlı eserimde yayımlamıştım.
Bundan sonra ilişkilerimiz değişik toplantılarda karşılaştığımızda devam etmişti. Beni nerde görse, benden sitayişle bahseder, Türk Dünyasının en önemli bilim adamı der ve yanındakilere böyle tanırdı. Benden, çıkan kitaplarımın birer nüshasını isterdi.
Beni gerçek anlamda takdir etmişliği sırf lafta kalmadı.  2007 yılında Yeditepe Üniversitesi iş akdimi uzatmayıp, işsiz kalarak bir bunalım içindeyken 2008 baharında ek ders, 2008 güzünde ise tam kadrolu olarak İstanbul Ticaret Üniversitesine girmeme vesile olmuştu. Son olarak Şubat 2016’da İstanbul Aydın Üniversitesine intisap ettiğimi duyunca bana iltifatlar yağdırmıştı.
Kendisi ile son olarak ise TASAM’ın İstanbul’da düzenlediği  “5. Dünya Türk Forumu”nda, 2 Haziran 2016’da birlikte olmuş, hayli sohbet de etmiştik. Bunun son görüşmemiz olacağını anlayamamışım.
Türk Dünyası çalışmalarına katkısı olmuş bir siyasetçiydi. İşte bana da en çok bu yönü ilginç geliyordu. İlk günden son güne kadar bu özelliğini korumuştu.  
Yokluğunu hissedecek, samimiyetini özleyeceğiz. Nur içinde yatsın!


[1] Oğuz Çetinoğlu,” Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın bilinmeyen yönleri”, Vatan Gazetesi (19 Ocak 2013), http://www.oncevatan.com.tr/prof-dr-nevzat-yalcintasin-bilinmeyen-yonleri-makale,29040.html  (Erişim: 17.07.2016).